Zengin Olabilirsin Ama İnsanlık Da Önemlidir
Zengin olabilirsin çünkü hayat yolculuğu uzundur. Elbette bu yolculukta karşımıza hangi fırsatların çıkacağını bilemeyiz. Bunun yanında bazı kimseler bedenen ve fikren çalışmadan da zengin olabiliyor. Zira bu kişilere zengin ebeveyn veya akrabasından miras kalabiliyor. Muhasebesine baktığımız kimse de mirasla zengindir. Ancak bununla sebat etmeyen adam ticaret yaparak iş adamı olmayı da başarıyor. Her ne kadar eski hayat tarzını bozmayıp, mütevazi yaşamaya çalışsa da yavaş yavaş huyu değişerek eli de sıkılaşmaya başlıyor.
Toplumda ticari başarısıyla zengin kimselerin yanında, fakir hatta düşkün kimseler de vardır. Zira bir toplumda her kesimin zengin veya fakir olması mümkün değildir. Elbette insan işçiyse çalışır veya işverense işçi çalıştır. Her iki durumda da insanın bir birine ihtiyacı vardır. Aksi durumda hayatın idamesi mümkün olmaz.
Sivil Topluma Duyarlı Gençler İş Başında
Üniversite hayatı bazı kimselere topluma yararlı olacak düşünme ve aktivite imkanı sağlar. Talebeler dersleriyle meşgul olur aynı zamanda toplum sorunlarına daha duyarlıdır. Bu bağlamda imkanı nispetinde de sosyal aktiviteler yapmak ister. Üniversite gençlerinden bir gurup ulaşabildikleri X ilinin iş adamlarını tek tek dolaşırlar. Maksatları kuracakları derneğe sponsor bulmaktır. Derneğin amacı ise üniversite de okuyan X ili öğrencilerini bir araya getirmek. Maddi gücü zayıf öğrencilere sponsorlar sayesinde destek olmaktır. Destek olacakları konuları belirleyip gittikleri iş adamlarının da fikrini alarak uygulayacaklardır. Elbette sponsor olacakların maddi desteği doğrultusunda nihai çizgileri de belli olacaktır. İstanbul’daki X ilinin bir çok iş adamına giderler ve yapacakları faaliyetleri anlatırlar.
Bu arada şunu da belirtelim ki bazı sosyologlar, dar kapsamlı dernekleri ilkel kabile dürtüsü olarak değerlendirir. Daha doğrusu köy yerinde köy derneği kurup faaliyette bulunabilirsin. Bu durum gayet normaldir ve işlerliği olur. Ancak şehirde köy derneği kurup, sadece o köyün köylülerini aynı çatı altında toplarsanız bu yanlış olur. Zira şehirde veya büyük şehirde yaşıyorsanız oranın şartlarına uygun hareket etmeniz gerekir. Bu şekilde sınıflandırma yaptığınızda şehir hayatına adapte olamazsınız. Eğer İstanbulluyum deyip, İstanbul’da yaşıyorsanız İstanbullusunuz. Bulunduğunuz yerin sorunlarının, sizin için de sorun olduğunun farkına varmanız gerekir. Çünkü kişinin doğdu yer ne kadar önemli ise doyduğu yerde o kadar önemlidir.
Zengin İş Adamının Hayata Bakış Açısı Biraz Farklıdır
Üniversite gençleri birçok X iş adamına gitmelerine rağmen istedikleri desteği bulamazlar. Zira birçok iş adamı değişik bahanelerle mazeret sunar. Ancak azimli gençler başladıkları işi bitirmek de kararlıdır. Birkaç iş adamını ziyaretten sonra bizim müşterinin kapısını çalarlar. Tanışma faslından sonra üniversiteli gençler konuyu detaylı şekilde anlatır. Çünkü muhatap oldukları işveren hatırı sayılır şekilde zengin bir iş adamıdır. Hatta zaman zaman banka müdürlerinin telefonla faizle para istediklerine şahitliğimiz de vardır. Bazı konularda ketum olduğu için parasını bankaya yatırmaz, çelik kasasında muhafaza ederdi. Zaman zaman kasayı yanımızda açarak vergi parasını oradan verirdi.
Ancak para konusunda hassasiyeti çok fazla idi. Düşük gelirli kimselerin tenezzül etmeyeceği davranışı da vardı. Babadan kalma otelin yarısına kardeşi de ortaktı. Otel işletmesini başkası yapıyordu. Otelin vergi ve masraflarını kardeşi takip eder, daha sonra abisinden alır. Muhasebeci olarak vergileri yatırdığımız için para isteme işi bize düşer. Otelin emlak vergisi yüksek tutarda olmadığı için kardeşi iki taksit yerine tek seferde ödememizi istedi. Bu şekilde emlak vergisini ödedik. Ortak olduğu için de yarısını abisinden almamızı istedi. Tutar küçük olduğu için muhatap olmak istemedi. Zengin iş adamı abisine makbuzun fotokopisini vererek, ödenen verginin yarısının ona ait olduğunu söyleyip parayı talep ettik.
Zengin Olabilirsin Ama İnsanlık da Önemlidir
Makbuzu eline alıp iyice inceledi, elini çenesine götürerek biraz düşündü. “Emlak vergisi iki taksit halinde yatırılıyor, oysa siz tek seferde yatırmışınız.” dediğinde bir anda beynimdeki bağlantılar koptu. Kardeşinin, vergi tutarı yüksek olmadığı için iki defa hesap yapmak yerine tek seferde ödenmesini istediğini söyledik. Zengin iş adamı bir makbuza bir de bana baktı, biraz daha düşündü ve meşhur kasayı açarak, ödenen vergini sadece birinci taksitini yani yarısını verdi. Paranın fazlalığından para kasasını zorlayarak kapattı. “Bu para, başka şeye benzemez. İkinci taksiti, vadesinde gelip alırsınız.” deyince adamı tasdik etmeden duramadım. “Elbette, para, başka şeye benzemez.”
Üniversite Gençleri Umduğunu Bulamaz Mahzun Olur
Üniversite gençleri zengin hemşerilerinden önce ümitlenirler. Zira iş adamı almış başını yürümüş, iş makinelerinin distribütör firması gibi karizması da vardır. Gençlerin anlattıklarını sessizce dinleyen iş adamı ayağa kalkarak konuşmaya başlar. Gençleri yaptıkları bu güzel çalışmadan dolayı tebrik eder. Ülkemizin böyle çalışkan ve düşünceli gençlere ihtiyacı olduğundan dem vurur. Bir kucak övgü ve latife ile gençlerin gönüllerini alır. Konuşmasına devam ederek ancak her durumda çalışmalarını takip edeceğini ve aksi durumda yakalarına yapışacağını da söyler. Yardım yapacağını ancak kuruşuna kadar izahat istediğini de ekler. Gençler de ümit belirir, sonunda STK kapsamında yapacakları çalışmayı işler hale getirebileceklerdir.
İş adamımız kasasını açar ve bir deste paranın üstündeki bir tek dalı seçerek, çeker çıkarır. Gençlerin oturduğu masaya gelir ve o da koltuğa oturur. Gençlerin liderinden makbuzu çıkarmasını ve vereceği 200 TL için makbuz vermesini ister. Son olarak da işin takipçisi olacağını tekrar hatırlatır.
Zengin İş Adamı Trafik Kazası Geçiriyor
Bir kimsenin evlenmesi nasip işidir. İstemek veya zorlamakla olmaz. Çevremizde çok görmüşüzdür. Gayet mütedeyyin, edepli ve çalışkan bunun yanında eli yüzü düzgün bir hanım kızın taliplisi olmaz ve evlenemez. Oysa bu meziyetlerden yoksun, samimiyetsiz ve davranışı kötü bulunan bir çok kız taliplilerini geri çevirir. Bunu anlamak ve yorumlamak haddimiz değildir. Zengin iş adamının da sadece bir kız evladı vardır. İş adamı zengin ve nüfuzlu biridir bunun yanında kızı da çalışkan ve edeplidir. Gel gör ki yaşı uygun olduğu halde taliplisi yoktur. Zengin iş adamının yanında çalışan sessiz ve fakir elemanı vardır. Çocuğun tutumlu ve sessiz olması iş adamının hoşuna gider ve kızıyla o fakir genci evlendirir. Çocuğun maddi durumu iyi olmadığı için giyim kuşamını işportadan yapar.
Fakir genç bir anda işyerinin müdürü olur. Ama o da çizgisini değiştirmez. Sakindir, edeplidir ve üstüne vazife olmayan şeylere karışmaz. Ancak giyimini de hâlâ işportadan yapar. Evleneli henüz bir yıl olmamıştır. Gece yarısı telefon sesiyle uyanan genç evlileri, telefon konuşmasından sonra bir hüzün kaplar. Kayınpederi trafik kazasında vefat etmiştir. Üzülürler ancak her insanın tadacağı bu acı kaçınılmazdır. Bir kimse ne kadar malı mülkü, parası altını olsa da bırakıp gitmek zorundadır. Nitekim zengin iş müşterimizi beyaz kefenle son yolculuğuna uğurladık.