Köpek Sadık Hayvandır, Hiç Köpeğiniz Oldu Mu?
Köpek sadık bir hayvandır. Bir çoğumuzun çocukluk, gençlik veya büyüdüğünde belki köpeği olmuştur. Cana yakın, bu sevimli hayvan tabiatı gereği sahibine karşı sıcak kanlıdır. Sahibini sevdiğinde ona gönülden bağlanır, her zaman yanında olmayı ister. Ancak köpek sadık da olsa sokak hayvanıdır, evde beslemek hem sağlık açısından hem de inanç açısından uygun değildir. Zira hayvanın kılı ciğere kaçtığında kist oluşumuna sebep olduğu defalarca söylenmiştir. Bunun yanında namaz kılan bir insanın hareketlerine dikkat etmesi gerekir. Zira köpeğin salyası Ehl-i Sünnet alimlerine göre necistir. Elbiseye veya vücuda bulaştığında o haliyle namaz kılamaz. Necasetin temizlenmesi gerekir.
Bu yüzden bu sevimli hayvanı çobanlar, korumalar veya polisler iş gereği besler. Veya bahçeli evi bulunan kimseler ile köyde yaşayanlar köpeğe rahat şekilde bakabilir. Ancak şehirde yaşayan kimselerin köpek beslemesi oldukça meşakkatlidir.
Gecekondumuzun Bahçesi Vardı Köpek Beslerdim
Çocukluğumuzda İstanbul’un birçok yeri gibi bizim buralarda kırsaldı. Şimdi tramvay yolu olarak kullanılan cadde, eskiden temiz su akan dereydi. Derede yüzerdik veya derenin etrafındaki ağaçlarda salıncak kurar, piknik yapardık. O dönemde bizim evimizde gecekondu evdi. Geniş bahçesi vardı, bahçesinde birçok meyve ağacı da bulunurdu. Bahçemizde tavuk, ördek gibi kümes hayvanlarının yanın da kirpi gibi yaban hayvanı da vardı. Oysa kaplumbağa bahçemizin neşesiydi, ağır ağır gidişini seyretmek insana sabrı öğretirdi. Kirpi ise sopayla müdahale ettiğimizde top gibi diken topu olurdu.
Kömürlük olarak yaptığımız evin altındaki yer alçak olduğu için kömürümüzü oraya koymazdık. Kömürlük için girişte üstü kapalı yaptığımız çardağı kullanırdık. Ama benim vazgeçilmezim köpeklerdi. Çocukken birçok cinste köpeğim olmuştu.
Karabaş
Önceleri kurt köpeği cinsi köpek beslemiştim. Sonrasında komşunun hediyesiyle av köpeği besledim. Sarkan kulakları ve benekleriyle sevimli hayvandı. Büyütüp birine hediye etmiştim. Ama uzun süre beslediğim sokak köpeği şeklinde tanımlanan karabaştı. Hayvanı küçükken yani yeni doğduktan bir süre sonra almış, yıllarca bakıp büyütmüştük. Sadık dost, tabirini kullanırlar ama buna itibar etmem. Zira köpekler sadık olabilir ama dost olamaz. İnsanın dostu da düşmanı da yine insandır. Bir hayvanın dost şeklinde tanımlanması uygun değildir.
Köpek Sadık Hayvandır, Kolay Kolay Bırakmaz
Karabaş oldukça büyümüş yavruları dahi olmuştu. Çok sadık bir hayvandı. Bahçemizdeki kulübesinde dururdu. Ancak zaman geçtikçe bulunduğumuz yerde evler çoğalmaya başladı. Yavaş yavaş gecekondu evlerin yerini apartmanlar alıyordu. Elbette daha tam yaygınlaşmamıştı ancak köpeğimiz sorun olmaya başladı. Belediyenin köpekleri aşılatma zorunluğunu getirmişti. Aşılanan köpeklerin kulaklarını belediye küpe takardı. Eğer küpesiz hayvan yakalarsalar maalesef ya öldürürler ya da öldürürlerdi. O zamanlar hayvan barınakları yoktu.
Köpeğimizi Uzak Bir Yere Bırakıyoruz Ama Özlüyoruz
Karabaşım göze batmaya başladığında evdekilerin isteği üzerine evden göndermem gerekti. Önce Zeytinburnu tarafına yürüyerek götürdüm ve oyalayarak bırakıp kaçmıştım. Ancak eve geldiğimde karabaş beni kapıda karşıladı. Benden önce eve gelmişti. İkinci deneme olarak daha uzak bir yeri denedim. Öncelikle belediye otobüsü ile Bakırköy’e gittim. Oradan trenle de Menekşe sahiline gittim. Elbette karabaşta yanımda idi. Maksadım onu orada bırakarak eve geri gelmekti. Nitekim de öyle yaptım. Köpeğimi atlatarak trenle Bakırköy’e gelip oradan da minibüsle Güngören’e geldim. Her ne kadar üzülsem de elimden bir şey gelmezdi.
Birkaç gün sonra okuldan eve gelirken yolda sevimli bir köpek gördüm. Ancak bu sıradan bir sokak köpeği değildi. Filmlerde gördüğümüz “Lessi” denen cins bir köpekti. Uzun tüyleri gri beyazdı. Eğitimli olduğu belli idi. Yanıma çağırdığımda geldi. Çevresinde sahibi olmadığı için alıp eve getirdim. Rahmetli peder köpeği gördüğünde çok beğendi ama ekledi. Cins bir köpek olduğu için mutlaka sahibinin de bulunduğunu, şimdilik durmasının sakıncası olmadığını söyledi. Elbette sahibi geldiğinde geri vereceğimi de ekledi.
Sevimli Lessi yaklaşık iki hafta kadar bizde kaldı. Pazar günüydü, öğle olmak üzereyken bahçe kapısına iki sosyetik bayan geldi. Yanlarına gittiğimde köpeklerinin kaybolduğunu ve bu civarda köpeklerle benim ilgilendiğimi duyduğunu söyledi. Tarif ettiği köpek sokakta bulduğum Lessi idi. Arka bahçeden Lessyi ön bahçeye getirdim. Hayvan sahibini görünce sevincinden çılgına döndü. Sahibinin üzerine atılıp ön ayaklarını havaya kadının omuzlarına kadar uzatarak yüzünü yalamaya başladı. Aynı şekilde sahibi de kendinden geçmiş şekilde köpeği sevmeye başladı. Sonuçta köpeğin sahibi bulunmuş oldu. İki bayan bahçe kapısından çıkarken köpekte arkalarından çıktı. Geriye dönüp bakmadan.
Karabaş Geri Dönüyor, Sevincinden Deliye Dönüyor
Yaklaşık bir ay zaman geçmişti. Karabaşı artık unutmuş kendime farklı uğraşlar bulmuştum. Sabahçı olduğum için öğle vakti okuldan eve geldim. Ancak bahçe kapısının önünde yerde yatan köpek gördüm. Gözlerim bozuk olduğu için ilk başta seçemedim. Ancak iyice yanaştığımda Menekşe sahiline bıraktığım karabaş olduğunu gördüm. Lakin hayvanın durumu işler acısı idi. Ön ayaklarından birinin üzerine basamıyordu. Çenesinin altı yara olmuş, sırtında yara çizikleri vardı. Bu haliyle beni gördüğünde deli gibi sevinerek yanımda hareketler yapıp, kuyruk sallıyordu. İnlemeli şekilde ses çıkarıp acısını da paylaşıyordu.
İyi bir bakımla kısa zamanda kendini toparladı. Ayağı iyileştiği gibi yaraları da kayboldu. Eskisi gibi atik olmasa da travmayı atlatabildi. Gel gör ki aradan bir ay yeni geçmişti. Köpeğimizin kulağında küpesi olmadığı için belediye köpeğimi zehirledi. Hayata küsmedim ama oldukça üzüldüm. Zira uzun bir zaman bizimle birlikte yaşadığı için bir birimize alışmıştık. Ancak hayat dinamiktir, müdahale edemediğimiz olayları takıntı yaparak akıl sağlığımızı bozamayız. Zira her canlı er veya geç ölecektir. Bu durum hoşumuza gitse de gitmese de. Sahi sizin de çok sevdiğiniz hayvanınız oldu mu?